1. İlk şiirlerini 1890’lı yıllarda yazan şair, dönemin edebiyat hareketi olan Servet-i Fünûn’u aşırı Batıcı (alafranga) bularak onlara katılmamıştır.
2. 1908’den sonra Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşat dergilerinde yazmıştır.
3. Sanatını toplumun emrine veren sanatçı, sosyal hayatı adeta bir fotoğraf gerçekliğiyle, güçlü bir gözlem ve tasvir yeteneğiyle dile getirmiştir.
4. Duyarlılık alanı yalnızca Türk toplumuyla sınırlı değildir. O, bütün İslam dünyasının yoksulluğunu, cehaletini, tembelliğini, taklitçiliğini ve inanç sorunlarını dert edinmiştir. Batı’nın emperyalist saldırılarına karşı “İslam birliği” düşüncesini savunmuş, ancak Batı’ya tümüyle karşı çıkmamıştır. Batı’nın ilim ve teknolojisinden yararlanılarak İslam ülkelerindeki geri kalmışlığın giderilebileceğine inanmıştır.
5. Çağdaşı olan Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtîcileri, ülkenin içinde bulunduğu şiddetli buhranlara kayıtsız kaldıkları için eleştirmiştir. Çünkü ona göre, bir toplumun manevi ve ahlaki eğitiminde
en çok etkisi olan unsur edebiyattır.
6. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, İstiklâl Savaşı gibi toplumsal felaketlere yol açan önemli olaylar, Akif’i derinden etkilemiş ve eserlerine yansımıştır. “İstiklal Marşı” ve “Çanakkale
Şehitleri” bunun güzel örnekleridir.
7. Söylemek istediğini ifade etme kabiliyeti çok yüksek olan sanatçı, şiirlerinde ele aldığı konular, bu konuları işleyiş biçimi dil ve anlatım özellikleriyle Türk şiirine gerçek realizmi getiren sanatçı olmuştur.
8. Nazmı nesre yaklaştırarak manzum hikâyeler yazan şair, manzumelerinde öğüt ve öğreticiliği ön plana çıkarmıştır. “Küfe” ve “Seyfi Baba” manzum hikâyelerinin en başarılı örnekleridir.
9. Genellikle mesnevi ve serbest müstezat nazım biçimlerini kullanan sanatçı, bütün şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır.
10. Şiirlerini “Safahat” adlı eserinde toplamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder