1. Olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini vererek insanları güldürmeyi, eğlendirmeyi, düşündürmeyi amaçlayan anlatım türüne "mizahi anlatım" denir.
2. Bir şeyin gülünç olması, onun gerçeklerden sapmasıyla doğru orantılıdır. Yani bir hareketin, kişinin ya da durumun komik olması için günlük yaşamda “normal” olarak düşündüğümüz durumlardan sapması gerekir.
3. Mizahi anlatımda öyküleyici ve söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılır. Bu anlatıma en çok tiyatroda (komedide) rastlanır. Satirik şiirler, fıkralar mizahi anlatıma ait unsurlar içerir. Roman,
öykü, sohbet, deneme gibi türlerde de zaman zaman mizaha başvurulur. Karikatürler de mizahi anlatımın içinde yer alır.
4. Mizah; ülkenin toplumsal yapısını, ülke gerçeklerini, kurumların ve bireylerin yanlışlarını, eksiklerini eleştirel bir yöntemle yansıtmada önemli bir araçtır. Bunların yansıtılmasında özellikle ironi ve kara mizahın ayrı bir yeri vardır.
5. İroni, söylenen sözün tersini kastederek kişiyle ya da olayla alay etmedir. Bu da “zıt”lığı beraberinde getirmektedir. Çünkü kişi, bir şeyi söyler gibi görünürken aslında onun zıddını kastederek ironik bir durum oluşturur. İroni sayesinde örneğin samimi bir arkadaşınızın sizin için kötü şeyler düşünüp arkanızdan oynadığını fark ettiğinizde “Senin gibi dostum varken düşmana ne gerek var?” diyerek o kişiye “Sen düşmandan da kötüsün.” diyebilmekte ve eleştiriyi dolaylı yoldan yapabilmekteyiz. Bu şekilde sözün tam tersini kastetmeye eski edebiyatımızda kinayeli bir söyleyiş olan “tariz” denilmekte ve edebi bir sanat olarak da kullanılmaktadır.
6. Kara mizah, yalnız güldürmeyi değil, düşündürmeyi ve eleştiriyi de amaçlayan mizah türüdür. Ağlanacak ya da üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeyi gerektirecek bir duruma gülmek, gülmek mi ağlamak mı arasında kalmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder